22 Şubat 2017 Çarşamba

....

ağıt

Dedem...
Diyemediğim,bağırıp çağıramadığım kadar dedem...
Çocukluğum,anılarım....
Sarılıp da eteğinde hiç oynayamadığım  dedem...
Aprili bekleyen dedem...
Uzaklara hiç gitmemiş dedem,
Benim toprak dedem...
Benim  ağaç dedem...
Benim köy kokulu dedem...
Sepeti sırtında dedem,
Patatesini kendi diken,kendi çıkaran dedem...
Ömrünün yarısında eşini kaybetmiş dedem...
Kimbilir ne özlemlerin vardı,konuşmadık...
Benim,çocuklarını okutmaya gayret eden dedem...
Bir fidan için ,gügümü ile gezen dedem...
Tavandan aşağı sarkan çengelli demirine asılı sepetindeki kuru ekmeğine katık edeceği olmayan dedem...
Torba dolusu ilaçları olan dedem....
Kemerli taş evi,sütlüğü olan dedem...
Seranderi olan dedem...
Ağaçların herbirini sen diktin,sen aşıladın....
Ya o kimselerde olmayan güzel sesin,kayalarda yankılanan ezanların....
Dedem...
6 çocuğu, 8 torunu olan dedem...
Bulutların en güzeli dedem...
"Servet" olan dedem...
Neyin servet olduğunu anlattın bana dedem...
Beni bu gurbet ellerde ağlatan dedem...
Şubat tatiline geleceğim dedem,
Yaz tatiline sonra...
"Sen kiminsin" diyenim olmayacak mı?
"Münire'nin kızıyım dede" diye bağıracağım yüksek sesimle....
"Heee heee"deyip bembeyaz yüzünle gülümseyeceksin bana...
Sonra nerede çalıştığımı soracaksın...
"hauu gucuaz senin mi" diye sonra....
Yüzünde hep bir gülümseme...
Çocuklar oyuna karışacak yanında....
Dedem...
Onca çalışmaları unutan dedem...
Hatıraları silinen dedem...
Kesik kesik hafızasında kalanlara yattığı yerden seslenen dedem...
Sen unuttun....
Ben hep hatırlayacağım dedem....
Benim köy kokulu dedem....benim toprak,benim ağaç dedem....
Mekanın cennet olsun dedem....








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder