14 Mayıs 2012 Pazartesi

"Gaziantep Hatırası"

dinlesene


Ya Nakkaş!
Biraz gez, dünyanın hiç kimsenin olmadığını anlarsın. Nereye kök salsan bir başkalık, bir yabancılık taşıdığını. Nereye adım atsan sona kaldığını. O zaman anlarsın Âdem’den bu yana bu yer’li olmadığını. O ilk adımın bu hatırası yerli yerinde bu kadar taze dururken neyi neresinden kucaklasan arkasından bir iğretilik bir sonradanlık çıkacağını. Mülkün gerçek sahibi bu kadar zahirken, toprak üzerinde kimsenin kimseye öncelik hakkı bulunmadığını, sadece bazılarının biraz erken geldiğini, bazılarınınsa biraz geç kaldığını’


Geçtiğim yollar, gördüğüm topraklar, içtiğim sular…
Dalını eğip yemişini topladığım ağaçlar…
Seslerine şahit olduğum kuşlar.
Adlarını bilemediğim ama için için kokladığım çiçekler…
Başımı döndüren uçsuz bucaksız buğdaylar…
Bir çobana gölge olmaktan çok daha öte yapayalnız ağaçlar…
Koca koca akıp giden bulutlar…
İnsanın ne kadar da aciz olduğunu hissettiren yüce dağlar…
Dinle... Hiç yorulmayan bir rüzgâr…
Koca bir boşlukta insan…
Koca bir yalnızlıkta..
Ruhların evi midir sadece mezarlar?
Karayılana bağrını açar, cömerttir ölü insanlar…
İnsanlar,
İnsanlar…
Toprağın bağrında sessizce yatarlar…
İnsanlar…
Elleri çatlak, yüzleri toprak…
Gönülleri zengin insanlar…
Size evlerini açarlar…
Anadolu da insanlar, gözleriyle konuşurlar…
Ve yaralarınızı sararlar…
Boylu boyunca upuzun sonsuzluklar…
İçinizde bir şeyler uyandırırlar…
Uzak denilen diyarlar, yakınınıza varırlar…
Sizi, siz olan yanınızdan sararlar…
Bir tılsım gibi usulca…
Sizi baştan yaratırlar.
Anlatırlar
Anlatırlar, anlatırlar…


                                  14 Mayıs 2012/ Gaziantep

Yazı:Arzu BULUT YÜCEL
Fotoğraf: Gökhan YÜCEL