15 Aralık 2011 Perşembe

İçimden Fotoğraf Geldi.


Dinleyin ki....

“Fotoğraf” dedi içimdeki ses ve sustu…
“Fotoğraf” dedi, “Fotoğraf ne ağaçta yetişir, ne de toprakta” diye devam etti.
Durdum.
Ve düşündüm azıcık.
Nerde yetiştiriyordum ben fotoğrafları mı?
Uzun bir sessizlik oldu içimde…
Sonra dedim ki ; “Fotoğraf benim içimde bir yerlerde yetişir”.
Her gün benimle uyanır, benimle durakta bekler, benimle otobüse biner, ayakta kalan amcaya yer verir fotoğraf.
Sonra benimle ineceğim yere kadar gelir, beni karşıdan karşıya geçirir.
Okulumun kapısından girer, öğrencilerime “günaydın” der.
Resim yapar benimle fotoğraf, öğrencilerimle konuşur, muziplik yapar.
Sonra çekilir bir köşeden bizi izler, dinlediğim güzel müzikleri dinler…
Yemek yer benimle, su içer.
Penceremin kenarındaki çiçeklerime bakar.
Eline kalemi alır, benimle yazı yazar, kâğıtlar karalar.
Fotoğraf ; yazılar okur benimle, kitaplar arar.
Gökyüzüne bakar çok sıkılınca…
Arada saatine…
Akşam olunca paltosunu giyer benimle.
Karanlığın içinde evime kadar gelir yine.
Ekmek alır benimle, yemek yapar.
Benimle üşür.
Benimle düşer, yine benimle kalkar.
Fotoğraf içimde yeşerir benimle, yeni yeni çiçekler açar.
Hayal kırıklıklarımı yaşar fotoğraf, hüsranlarıma tanık olur.
Benimle büyür, ufkumu açar.
Fotoğraf en iyi bildiğim şeyi bilir,
En iyi bildiğim şeyi anlatır.
Benimle fotoğraf, ben gibi yaşar.
Uzağıma düşmez fotoğraf.
Yanı başımda uyur, yanı başımda uyanır.
Kimi zaman bana kızar.
Kimi zaman şarkılar söyler.
Kimi zaman orası değil burası der, beni sinir eder.
Fotoğraf işte.
Biliyorum ama
“Kalbime yakın bir yerlerde, ben gibi yaşar…”

Yazı : Arzu BULUT 

2 yorum: